Ergenlik, 11-12 yaşlarında başlayıp 20li yaşların başına kadar süren fiziksel, sosyal ve ruhsal değişimin en hızlı olduğu, gelişimin önemli bir dönemidir. Bireydeki çocuksu tutum ve davranışlar yerini yetişkinlerin tutum ve davranışlarına bırakır. Çocukluk çağında sosyal toplum bilinci (süperego) gelişmemişken, ergenlik döneminde toplumsal kabullenilme, bir gruba ait olma kavramları gelişir.
Kızlarda ortalama 11-13 erkeklerde ise 13-15 yaşlarında başlayıp fizyolojik değişimlerin en çok ve en hızlı görüldüğü dönemdir. Kızlar erkeklerden ortalama 2 yıl kadar önce ergenliğe girmektedir. Ergenliğe erken giren kızlarda daha çok utanma görülürken ergenliğe erken giren erkeklerde ise bundan hoşnut olma söz konusudur.
13-17li yaşlara denk gelir. Ergenin yaşadığı değişimlere yavaş yavaş uyum sağladığı bir dönemdir.
Ergenin değişimlere alıştığı ve büyümenin yavaşladığı dönemdir. 17-20li yaşlara denk gelir.
Davranım bozukluğu gösteren ergenler sosyal ve duygusal problemlerini yoğun yaşarlar. Öfke patlamaları ve saldırganlık davranışları sıklıkla görülür. Hırsızlık, yalan söyleme, alınganlık, kolay kızma, kin duyma, inat etme, duygu-durum bozukluğu, başkalarını tehdit etme, kurallara uymama, okuldan kaçma, birine veya bir şeye kasten zarar verme, yangın çıkarma, madde kullanma, yaralayıcı aletler taşıma gibi bozukluklardan bahsetmek mümkündür.
Ebeveyn olarak bazı haklı endişeleriniz olacaktır, gerektiği zaman kendi fikirlerinizi ve koruyuculuğunuzu çocuğunuzun kabul edeceği bir tarzda belirtmelisiniz. Bazı kurallar onlara da açıklanarak beraber konulmalı, kuralların gerekliliği üzerine fikir tartışması şeklinde karşılıklı konuşmalar yapmalısınız. Hiçbir zaman, haklı da olunsa, kendi düşüncelerinizi baskı yolu ile kabul ettirmemelisiniz.
Gençlerin içindeki bağımsız yetişkin olma duygularının etkisiyle genç yapılması gereken en doğal şeyleri bile sadece kendisine yap denildiği için yapmayacaktır. Hâlbuki böyle bir emir verilmese, karışılmasa kendisi zaten yapacaktır. Böyle bir durumda sabretmek, yapılması gereken şeyi kendiliğinden yapmasını beklemek en doğru hareket olacaktır.
Otorite altında boğulan gençler sonunda isyan edip kendisi gibi ailesine isyan bayrağı açmış, ailesiyle bağları kopmuş gençlerle arkadaşlık etmeye başlarlar. Bu durum karşısında çocuğunuzu karşınıza almalı ve konuşmalısınız, fikirlerini öğrenin bundan böyle nasıl olması gerektiğine beraberce karar verin, nasihat tarzı konuşmalardan kaçınarak onunla arkadaş ilişkisi kurmaya çalışın.
Gençler kendilerini olduğu gibi kabul eden, sevgi, saygı gösteren, desteğini her zaman kendisinden esirgemeyen bir aileye ihtiyaç duyarlar. Davranışları yargılanan, çevresindekiler tarafından sürekli eleştirilen gençler, büyüklerinin kendisini anlamadıklarını düşünerek onlardan uzaklaşır. Kendisini içinde rahat edeceği, anlayış ve hoşgörü bulabileceği çevresindeki en yakın gruba yöneltir. Böyle bir grubu dahi bulamayan gençlerde ise psikolojik bozukluklar oluşmaya başlar. Gençlere her zaman ailenin değerli bir üyesi oldukları gösterilmelidir.
Sigara ve zararlı alışkanlıklara karşı mücadele, ergenlik döneminden önce çocuğunuzu bu konuda bilinçlendirmekle başlar, çocukluk döneminde bu konuda iyi örnek olmalısınız. Bunun birçok sebepleri olabilir. En başta gelen sebebi; yasak olan bir şeyi yapıyor olmanın verdiği, gençlere özgü haz duygusu. Bir başka önemli sebep bizim toplumumuzda olan ‘’sigarayı büyükler içer’’ şeklindeki yargı. Gençler de büyük olmaya çalıştığına göre sigara içerse yetişkinlere özgü olan davranışı yapmış olmanın verdiği büyüklük duygusunu gerçekleştirmiş olacaktır. Zararlı maddelerden uzak durması için baskı yapmaktan kaçınılmalıdır.
Gençlerin bağımsız davranmaya ihtiyaçları vardır. Bu konuda çocuğunuzla konuşup sınırları ve kuralları beraber koymalısınız. Aileler gençlerin deneyimlerine izin vermeli ve onlara destek olmalıdır.
Çocukluk çağından başlayarak bu konuda eğitim verilmeli genç kendi sorumluluğunu taşıyabilmelidir. Bu konuda baskı altına alınan gençler farkında olmadan daha hassas ve ilgili olurlar, bunun sonucunda da istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Biyolojik kökenli olan cinsel duygular sağlıklı olarak gelişemezse yetişkinlik hayatına da yansıyacak olan önemli sorunlara yol açar.
M. Berk Karaoğlu
Uzman Klinik Psikolog - Aile Danışmanı
Tüm hakları saklıdır. 2023
izmirterapist.com