YETİŞKİNLİĞE İLK ADIM: ERGENLİK

Ergenlik, 11-12 yaşlarında başlayıp 20li yaşların başına kadar süren fiziksel, sosyal ve ruhsal değişimin en hızlı olduğu, gelişimin önemli bir dönemidir. Bireydeki çocuksu tutum ve davranışlar yerini yetişkinlerin tutum ve davranışlarına bırakır. Çocukluk çağında sosyal toplum bilinci (süperego) gelişmemişken, ergenlik döneminde toplumsal kabullenilme, bir gruba ait olma kavramları gelişir.

İLK ERGENLİK

Kızlarda ortalama 11-13 erkeklerde ise 13-15 yaşlarında başlayıp fizyolojik değişimlerin en çok ve en hızlı görüldüğü dönemdir. Kızlar erkeklerden ortalama 2 yıl kadar önce ergenliğe girmektedir. Ergenliğe erken giren kızlarda daha çok utanma görülürken ergenliğe erken giren erkeklerde ise bundan hoşnut olma söz konusudur.

  • Hızlı boy artışı ve kilo alımı görülür.
  • Cinsiyet özellikleri belirginleşir.
  • Östrojen ve androjen hormonlarının artışı hızlanır.
  • Vücut daha çok terler.
  • Kızlarda göğüs belirginleşmesi, kıl oluşumu görülür.
  • Erkeklerde omuzlar genişler, ses kalınlaşır.
  • Yüz hatları belirginleşmeye başlar.
  • İlgi alanlarında değişiklikler olur.
  • Orantısız büyüme nedeniyle sakarlıklar meydana gelir.
  • Üreme organları fiziksel değişmeler sonucunda olgunlaşarak üretici duruma gelir.
  • Yağ dokusunun artışıyla kalçalar genişler.
  • Bedeninin içinde kendini yabancı hisseder.
  • Duygusal dalgalanmalar yaşar.
  • Soyut düşünebilmeye başlar.

ORTA ERGENLİK

13-17li yaşlara denk gelir. Ergenin yaşadığı değişimlere yavaş yavaş uyum sağladığı bir dönemdir.  

  • Çevrenin beğeni ve takdirini kazanma ihtiyacı ön plandadır.
  • Arkadaşları tarafından kabul edilmek çok önemlidir.
  • Bir gruba ait olma önemli olduğundan o grubun kurallarına uyar.
  • Aileden ayrışarak bireyselleşmek ister.
  • Rol model alacağı biri olur.
  • Dengesiz ve utangaç tavırlar görülebilir, fikir değişiklikleri yaşayabilir.
  • Küçük kusurlarını çok büyütür.
  • Duygularını yoğun yaşar.
  • Kendini keşfeder.
  • Kendilerini başarılı, başarısız, güzel, çirkin gibi uç noktalarda değerlendirirler.
  • Huysuzlaşma, inatlaşma, karşı gelme, kararsızlık, umursamazlık, tembellik oldukça sık görülür.
  • Sık sık kaygı ve umutsuzluğa kapılır.
  • Benmerkezcidir, ön planda olmak ister.
  • Her şeyi en iyi ben bilirim havası hakimdir.
  • Yalnız kalmayı sever.
  • Hayaller kurar.
  • Hayali izleyici kavramları vardır, özel ve biricik hissederler.

GEÇ ERGENLİK

Ergenin değişimlere alıştığı ve büyümenin yavaşladığı dönemdir. 17-20li yaşlara denk gelir.

  • Davranışlarındaki çelişki ve tutarsızlık azalır.
  • Daha istikrarlı ilişkiler kurmaya başlar.
  • İnatlaşmalar azalır.
  • Kendi kararlarını verir, seçim yapmakta zorlanmaz.
  • Seçimlerinin sonuçlarını öngörebilir.
  • Sorunlarla başa çıkmada daha gerçekçi olup amaca yönelik çözümler üretebilir.
  • Cinsel çatışmalar azalmıştır.
  • Dış görünümlerine dair zıtlaşmalar sona erer.
  • Kişi ben imajını kafasında netleştirmeye başlamıştır.
  • İdealler oluşturarak kendine hedefler koyar.
  • Adalet, barış ve vatanseverlik gibi kavramlar hakkında düşünür.
  • Dünya hakkında kendi ahlaki fikirlerini geliştirir.
  • Psikolojik olgunluğunu kazanır.
  • Kimlik duygusu gelişir.
  • Kendi sınırlarını keşfederek bireyselleşmesi ve neyi iyi yapabildiğini, hangi alanlarda yatkın olduğunu fark etmesi ergenlik döneminin sonunun yaklaştığını gösterir.

ERGENLİKTE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

Davranım bozukluğu gösteren ergenler sosyal ve duygusal problemlerini yoğun yaşarlar. Öfke patlamaları ve saldırganlık davranışları sıklıkla görülür. Hırsızlık, yalan söyleme, alınganlık, kolay kızma, kin duyma, inat etme, duygu-durum bozukluğu, başkalarını tehdit etme, kurallara uymama, okuldan kaçma, birine veya bir şeye kasten zarar verme, yangın çıkarma, madde kullanma, yaralayıcı aletler taşıma gibi bozukluklardan bahsetmek mümkündür.

AİLELERİN SIKÇA KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR

ÇOCUĞUM SÖZ DİNLEMİYOR

Ebeveyn olarak bazı haklı endişeleriniz olacaktır, gerektiği zaman kendi fikirlerinizi ve koruyuculuğunuzu çocuğunuzun kabul edeceği bir tarzda belirtmelisiniz. Bazı kurallar onlara da açıklanarak beraber konulmalı, kuralların gerekliliği üzerine fikir tartışması şeklinde karşılıklı konuşmalar yapmalısınız. Hiçbir zaman, haklı da olunsa, kendi düşüncelerinizi baskı yolu ile kabul ettirmemelisiniz.

SANKİ DEDİKLERİMİ İNADINA YAPMIYOR

Gençlerin içindeki bağımsız yetişkin olma duygularının etkisiyle genç yapılması gereken en doğal şeyleri bile sadece kendisine yap denildiği için yapmayacaktır. Hâlbuki böyle bir emir verilmese, karışılmasa kendisi zaten yapacaktır. Böyle bir durumda sabretmek, yapılması gereken şeyi kendiliğinden yapmasını beklemek en doğru hareket olacaktır.

ONAYLAMADIĞIM KİŞİLERLE ARKADAŞLIK KURUYOR

Otorite altında boğulan gençler sonunda isyan edip kendisi gibi ailesine isyan bayrağı açmış, ailesiyle bağları kopmuş gençlerle arkadaşlık etmeye başlarlar. Bu durum karşısında çocuğunuzu karşınıza almalı ve konuşmalısınız, fikirlerini öğrenin bundan böyle nasıl olması gerektiğine beraberce karar verin, nasihat tarzı konuşmalardan kaçınarak onunla arkadaş ilişkisi kurmaya çalışın.

SANKİ BİZDEN UZAKLAŞIYOR

Gençler kendilerini olduğu gibi kabul eden, sevgi, saygı gösteren, desteğini her zaman kendisinden esirgemeyen bir aileye ihtiyaç duyarlar. Davranışları yargılanan, çevresindekiler tarafından sürekli eleştirilen gençler, büyüklerinin kendisini anlamadıklarını düşünerek onlardan uzaklaşır. Kendisini içinde rahat edeceği, anlayış ve hoşgörü bulabileceği çevresindeki en yakın gruba yöneltir. Böyle bir grubu dahi bulamayan gençlerde ise psikolojik bozukluklar oluşmaya başlar. Gençlere her zaman ailenin değerli bir üyesi oldukları gösterilmelidir.

SİGARA VEYA KÖTÜ MADDE KULLANIYOR

Sigara ve zararlı alışkanlıklara karşı mücadele, ergenlik döneminden önce çocuğunuzu bu konuda bilinçlendirmekle başlar, çocukluk döneminde bu konuda iyi örnek olmalısınız. Bunun birçok sebepleri olabilir. En başta gelen sebebi; yasak olan bir şeyi yapıyor olmanın verdiği, gençlere özgü haz duygusu. Bir başka önemli sebep bizim toplumumuzda olan ‘’sigarayı büyükler içer’’ şeklindeki yargı. Gençler de büyük olmaya çalıştığına göre sigara içerse yetişkinlere özgü olan davranışı yapmış olmanın verdiği büyüklük duygusunu gerçekleştirmiş olacaktır. Zararlı maddelerden uzak durması için baskı yapmaktan kaçınılmalıdır.

ÇOCUĞUMA NE KADAR ÖZGÜRLÜK TANIMALIYIM

Gençlerin bağımsız davranmaya ihtiyaçları vardır. Bu konuda çocuğunuzla konuşup sınırları ve kuralları beraber koymalısınız. Aileler gençlerin deneyimlerine izin vermeli ve onlara destek olmalıdır.

KARŞI CİNSLE İLİŞKİSİNE NASIL TEPKİ VERMELİYİM

Çocukluk çağından başlayarak bu konuda eğitim verilmeli genç kendi sorumluluğunu taşıyabilmelidir. Bu konuda baskı altına alınan gençler farkında olmadan daha hassas ve ilgili olurlar, bunun sonucunda da istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Biyolojik kökenli olan cinsel duygular sağlıklı olarak gelişemezse yetişkinlik hayatına da yansıyacak olan önemli sorunlara yol açar.

AİLELER NASIL DAVRANMALI?

  • Çocuğunuzun farklı bir birey olduğunu kabul edin. Mahremiyetine saygı gösterin.
  • Nasihat yerine aktif dinleyici olmak gerekir. Gencin duygularını anlayabilmek, sevinç ve üzüntülerinden haberdar olmak, duygularını paylaşmak gerekir.
  • Bazen “Sen daha çocuksun.” deyip bazen de “Artık büyüdün.” gibi tutarsız söylemlerden uzak durun.
  • Gence emir vermek yerine fikir vermek daha yapıcıdır. Tehdit, baskı gibi yöntemler isyana, yalana, evden kaçmaya yöneltir.
  • Esnek, sabırlı ve sevgi dolu büyükler bu dönemde gençlerin vazgeçilmez ihtiyacıdır. Sevgi ve güven dolu bakış, güler yüz, tatlı söz gencin en büyük ihtiyacıdır.
  • Ergenler, anne-babalarına olan ihtiyaçlarını asilikleriyle, hırçınlıklarıyla, bedenleriyle haykırırlar. Ebeveynler, onlara yardım etmeli ama belli etmemeli, öğüt vermeli ancak bunu fark ettirmemelidir.
  • Ergenin arkadaşları eleştirilmemeli, ebeveyn bu konuda ergenin arkadaşlarını tanıma yoluna gidin ve bunu çocuğa hissettirin.
  • Gençlerdeki başarısızlık yerine, başarıyı; olumsuz davranışlar yerine, olumlu davranışları görün.
  • İstenmeyen davranışlarını abartmayın, genellemeyin, onları direkt suçlamayın ve en önemlisi başkaları ile kıyaslamayın.
  • Aile ile ilgili karar alınacağı zaman gençlerin de fikrini alın.
  • Ergenlikte duygusal değişimler sık görüldüğünden “Daha dün iyiydin, şimdi ne oldu?” türünde sorgulamalara ve baskıcı yaklaşımlara girmeyin.
  • Somut ve açık olun.
  • Övgü kullanmaktan kaçınmayın.
  • Konuşmalarınızda korkutma ve tehditten uzak durup ben dilini kullanın. Eleştiri yerine size ne hissettirdiğini söyleyin.
  • Sevginizi çocuklarınız arasında eşit dağıtın.
  • Büyüdüklerini kabul edin.
  • Ona güvendiğinizi ve her zaman yanında olacağınızı hissettirin.

 

M. Berk Karaoğlu 

Uzman Klinik Psikolog - Aile Danışmanı

Menü

Tüm hakları saklıdır. 2023

izmirterapist.com